Yazar olmak meslekten ziyade kimliktir
Sakarya Büyükşehir Belediyesi Aralık Kültür Sanat Etkinlikleri Fatih Baha Aydın’ın kaleme aldığı ‘Bihaber’ kitabının söyleşisi ve imza günü ile devam etti.
İlk olarak Arifiye Necmettin Erbakan Fen Lisesi öğrencileriyle buluşan Yazar Aydın, günün diğer programında Faik Baysal Kütüphanesi’ne konuk oldu. Fatih Baha Aydın katılımcılar için kitabını imzaladı.
Yazar olmak benim hayalimdi
Fatih Baha Aydın, “Benim edebiyatı sevmemde ki en büyük etken Sakaryalı yazar rahmetli Mehmet Niyazi Özdemir’dir. İnsan bazı yaşlarda birisine hayran kalmak istiyor ve bu hayran kalmak istediğiniz insan en yakınlarınızdan biri olamıyor. Gizemli ve halkanın bir tık dışında olması lazım. Niyazi hoca benim için öyle bir insandı. Onun memleketinde olmak da benim için çok büyük onur. Ben sizin yaşınızdayken çok hayal kurardım ve ileride yazar olacağım derdim. Hatta kendi kendime, ben kitabı olmayan bir yazarım derdim ve bu düşünce bende uzun bir süre yaşadı. Geçen sene ilk kitabımı çıkarmış bulunuyorum. Ama insanlara hala yazar olduğumu söyleyemedim. İnsanların beni yanlış anlamasından, sanki beni etkileyen havalı bir yapım olduğunu düşünmelerinden korktum. Ama benim içimde bulunan ‘ben yazarım’ sesi hiçbir zaman benimle bağlantısını koparmadı. Bu ses her zaman bizim içimizde yaşıyor” ifadelerine yer verdi.
Edebiyat konuşmak mutluluk veriyor
Konuşmasına devam eden Aydın, “Yazarlık ve edebiyat aslında kim olduğunuzla alakalıdır ve meslekten ziyade bir kimliktir. Yazarlığı beni ben yapan bir mesele olarak görüyorum. Kitabım yayımlandıktan sonra uzun bir süre elime kalem alıp kitap yazamadım. Kitap yazamadığım süre zarfında psikolojim çok bozuk bir vaziyetteydi. Ama şu an için yeni bir kitap üzerinde çalışmaya başladım ve bütün problemlerim geride kaldı. Bu benim için nefes almak gibi bir durum çünkü kendimi huzurlu hissettiren bir eylem yapıyorum. Gün içerisinde yazmak ve edebiyat konuşmak bana aşırı derecede büyük bir mutluluk veriyor. Bir dergiyi elektronik formatta indirmiştim ve içerisinde bir resim piyasası raporu bulunuyordu. Resmin fiyatını belirlerken içerisinde bulunan unsurları sayıyordu. İçinde ölüm kelimesinin geçtiğini gördüm. Bir resmin fiyatını belirleyen en önemli unsur ressamın ölü olup olmamasıymış. Eğer ressam ölüyse bir daha resim yapamayacağı için fiyatı artıyor. Bu çok acı bir şey çünkü her sanatçı anlaşılmak ve takdir edilmek ister” sözlerini söyledi.