Söylem Değil Eylem Zamanı GÜNCEL

Söylem Değil Eylem Zamanı

Söylem Değil Eylem Zamanı

Dünya Engelliler Günü dolayısıyla tüm yurtta çeşitli etkinlikler düzenlenirken, önemli bir konferansa da Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi ev sahipliği yaptı.

Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Engelsiz Üniversite Koordinatörlüğü ile Türkiye Beyazay Derneği tarafından düzenlenen "Eşit Adımlar" etkinliğine, Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Rektörü Mehmet Sarıbıyık, engelli bireylerin bağlı bulunduğu federasyon yetkilileri ve öğrenciler katıldı.

 Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, günün anlam ve önemini belirten kısa bir açılış konuşması yaptı. Doç. Dr. Ömer Seçkin tarafından sunulan deneyim paylaşımının ardından “Eşit Adımlar” temalı panele geçildi.

Panelde söz alan Türkiye Beyazay Derneği Başkanı Lokman Ayva, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İstanbul İl Müdür Yardımcısı Halis Kurulay ve TRT Yayıncı ve Yapımcısı Çiğdem Erdik, engelli bireylerin karşılaştığı zorluklar, önyargılar ve yapılması gerekenleri anlattı.

Görme engelli konuşmacı Çiğdem Erdik, engellilerin en sık karşılaştıkları sorunlar ve bu sorunlar hakkında neler yapılması gerektiğine dikkat çekti. Çiğdem Erdik; "Görme, işitme ve bedensel engelli olarak gruplandırdığımız için, temel olarak baktığımızda bizlerin en çok karşılaştığı sorun, birincisi toplum tarafından yanlış anlaşılmak, ikincisi ise kendini kabul ettirmeye çalışmak. Ben görme engelli olarak, herkesle eşit imkanlara sahip olsam, benim için görmemek bir sorun olmaz. Ya da bir tekerlekli sandalyedeki bir insan için, merdivenlerin rampa şeklinde olması gerekir. Her yere erişebilse, erişebilir olsa. O da bir eksiklik olarak görülmez. Önemli olan bedeninin neye kadar izin verdiği değil. Senin neye ne kadar erişebildiğindir. 'Ben şimdi görmüyorum diye gerçekten üzülmüyorum. Çünkü ben böyle doğdum ve buna alıştım. Bu beni diğerlerinden daha pasif ve başarısız yapmadı. Onun için farklı yöntemler geliştirdim. Üzüldüğüm, beklediğim yeni çıkan bir kitabı hemen okuyamamaktır. Ben görmediğime değil, o kitabı okuyamadığıma üzülürüm. Müzedeki o hissiyatı tam alamamak, sizlerle birlikte sinemaya giderken, oradaki çok önemli şeyin ne olduğuna anlayamadığıma üzülüyorum. Erişebilir bir tasarımla bunların hepsi mümkün aslında" dedi.

Toplumda engelli bireylerin karşılaştığı engelleri ve sorunları azaltmak için sizce neler yapılabilir sorusuna da cevap veren Erdik; "Her şeyin evrensel bir şekilde tasarlanması, aslında karşılaşılan sorunu en aza indirebilir. Bu ne demek? Mesela diyelim ki bir kitabı bastın, yayına ve satışa koydun. Bunun mp3 veya erişilebilir kopyasının da dijital ortama koyulması. Vizyona koyulan filmin, aynı zamanda sesli betimlemesini de yaptırsan daha iyi olur. Artık zor bir şey değil. Bende kulaklığımla girip de ona erişebilsem. Bu tür evrensel tasarımlar, seni de yormaz, beni de. Bizleri de mutlu eder. Bu tür hizmetlerin bizlerin alabileceği formatta olması da hem diğer kullanıcılardan bizi ayırmamış olur. Diğer bireylerden farklı olmadığımızı hissetmiş oluruz" dedi.

Galatasaray Üniversitesi mezunu, 3 çocuğu olan ve şu anda TRT'de çalışan Çiğdem Erdik; "Toplumdaki genel algı ve önyargıları sonuna kadar her alanda yaşamış birisiyim. Hani atomu parçaladım da önyargıları parçalayamadım derler ya. Bizimkisi de aslında o. Bence birçok kişinin aklında aslında bazı şeylerin yapılabildiğini ve gösterilebildiğini düşünüyorum. Biz evde kalmayacağız. Görünür olmamız lazım. Sokağa çıkmakta bir görünürlüktür aslında. Kendi kendine bir yere gidebiliyorsan, bu da bir görünürlüktür. Bu karşıdaki kişinin önyargısını kırar. Ya da yapabilirsen üniversiteye gidip orayı bitirebilmek de önyargı kırıcı bir şeydir. Ben kendi adıma en azından görmeyen birisi çocuk sahibi olduysa, bu şu demek; karşı taraftaki gören kişiye, yani görmeyenler çocuk sahibi olabilir mi? Onu besleyebilir mi? Onu büyütebilir mi? Bu önyargılarına sahip olan birçok insan var. Sen mi giydiriyorsun? Sen mi yediriyorsun? Ödevini nasıl yaptırıyorsun? Annene mi baktırıyorsun? Bunlara sahip olmak ve bunlara en güzel şekilde sahip çıkabilmek. Çocuk sahibi olmaktan ziyade ona bakabilmek. O da karşı tarafın önyargısını kırar. Onu gördükçe çocuğu bakmak, o gözle bakmak değil. Çocuğuma en iyi ben bakarım. Ben görmüyorsam bile bakan benim. Bu yönüyle de önyargıları biraz kırdığımı düşünüyorum. Önyargıları kırmak istiyorsan, eylem önemli, söylemlerin çok bir değeri yok. Söylemlerle karşı tarafı ikna edemiyorsun. Ama var olanı yaşıyorsan, ona bir şey gösterebiliyorsan, bir eylem gösterebiliyorsan, o zaman onun önyargısını da kırabildiğin kadar kırıyorsun" dedi.

Erdik son olarak; "Engelliler, günlük yaşamlarında fiziksel, sosyal ve dijital erişim sorunları nedeniyle birçok zorluk yaşamaktadır. Uygulamada renk tanıma özelliği, sana beyaz olduğunu söylüyor. Kabartma tozu ve vanilya. İkisi aynı paket, aynı tip ürün dokunduğunda asla anlayamazsın. Çocuğuma kurabiye yapacağız. Hangisinin vanilya olduğunu nereden bileceğim? Cep telefonunun uygulamasından anlık okutma özelliğini kullanıp, kamerayı tutacağım ve ne olduğunu öğreneceğim. Mesela para konusunda da, ödeme konusunda da paranın büyüklükleri farklı. Hangi para olduğunu nasıl anlayacağım? Açacaksın para tanıma uygulamasını göstereceksin. Ondan sonra kaç para olduğunu öğreneceksin. Bunu teknolojiye ihtiyacımızdan dolayı anlatıyorum. Fotoğraf paylaşımında yapay zekadan yardım alıyoruz. O sana ne olduğunu söylüyor. Teknoloji bizim için olmazsa olmaz. Çok önemli, hayatımızı çok kolaylaştırıyor" şeklinde konuştu.

Etkinliğe katılan konuk, panelist, akademisyen ve öğrenciler, Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Engelsiz Üniversite Koordinatörlüğü’ne teşekkürlerini ileterek söylemlerin değil, eylemlerin önemini vurguladı.

Haber ve Fotoğraflar: Emre ALAYLI